ÖNSÖZ

                https://www.bomba15.com/selim-kutlu-yazdi-yapmadiklarim-yapmayacaklarimin-teminatidir  linki ile paylaştığım önceki yazımda neymiş yapılmayanlar diye soranlar oldu. Mesnetsiz bir yazı sanıldı. Herkese tek tek açıklamak mesai almaya başlayınca; yazmak da şart oldu. İyi okumalar.

                Burdur Belediyesi’nin iyi yapılan işleri ile ilgili bilgi sahibiyizdir sanıyorum. Zira bolca reklamı yapılıyor. Bende uzun uzun methiyeler düzmeyeceğim. Zaten şakşakçılık hiç “tarz”ım değildir. Ellerine sağlık bu topraklara hizmet edenlerin diyip konuya geçiyorum.

                Yazılmayanları yazma, bilinmeyenleri açıklama işini de birilerinin yapması gerekiyor ki; sağlıklı seçimler yapalım. Buyrun 5 yıllık sürede neler olmadı?

                * Binaları Yıkılması hakkında yönetmelik hükümleri 1/7/2022 tarihinde yürürlüğe girdi. O zamandan bu zamana yıkımı yapılan binalara ait raporlarda, aldığımız duyumlara göre hiç asbest çıkmamış. 2010 yılına kadar asbestli malzemelerin kullanımı serbest olmasına rağmen nasıl olabilir akıl almıyor. Asbest tehlikesinin def’i için gerekenler yapılmalıdır. Halkın sağlığı mevzu bahis olunca, bu tarz konulara daha özenmek gerekiyor.

                * Sıfır Atık Yönetmeliği uyarınca Büyükşehir dışındaki il belediyelerinin, 31 Aralık 2021 tarihine kadar sıfır atık yönetim sistemine geçmesi gerekiyordu. Bu sistem ilk kullanıcıdan doğan atığın, dönüşümü veya bertarafı ile sonuçlanan silsilenin tamamını kapsıyor. Fakat sistemin en önemli kısmı atığın oluştuğu kaynakta ayrıştırılarak depolanması. Bu işte çok geride kalındı. Sistemi kuramadık, olmadı.

                * Arazi Ve Arsa Düzenlemeleri Hakkında Yönetmelik uyarınca; 10/07/2024 tarihine kadar imar planı sınırları dahilindeki bütün alanın, parselasyon planlarının (18 uygulamalarının) bitirilmesi gerekiyor. Fakat ilk aşamada serbest çalışan bir harita mühendisi eliyle yapılmaya çalışılan 18 uygulaması, birçok şeyin baştan sona ters gitmesi ile bir süre arafta kaldı. Sonrasında ise belediyemiz bünyesinde (veya şirketlerinde) çalışan “1” adet harita mühendisi tarafından bitirilmeye çalışılmaktadır. Uygulamanın bitmesi kaç yıl sürer bilmem ama o kadar vaktimiz yok. İnşaat sektörünün en büyük gider kalemi olan arsa bedelinin düşmesi için, arzın artması gerekmektedir. Bunun için ise parselasyon planları bitmeli ve inşaata hazır parsel sayısı artmalıdır. Yoksa konut fiyatları şişer, dolayısı ile kira bedelleri artar. Barınma krizi önce ekonomik anlamda insanları zorlar, sonra ahlak çöküntüsü ile toplumun temelini oyar.  Özetle mevzuatta tanımlı sürelerde, çalışmanın yetişmeyeceği kesin. Burada da sınıfta kaldık, yine olmadı.

                * 31.05.2017 tarihinde yürürlüğe giren Binaların Gürültüye Karşı Korunması Hakkında Yönetmelik ve 30.11.2022 tarihinde yürürlüğe giren Çevresel Gürültü Kontrol Yönetmeliği uyarınca idarelerin şehrin gürültü haritalarını oluşturması ve gürültü kaynaklarının bulunduğu alanları kapsayan eylem planı hazırlaması gerekiyor. Halen gürültü haritamız yok. Halk sağlığı ve yaşam konforumuz söz konusu iken; bu tarz basit adımlar bile atılmıyor. Dolayısı ile buradan da not kırmamız gerekiyor, olmadı, olmuyordu…

                * Bisiklet Yolları Yönetmeliği 12/12/2019 tarihinde yürürlüğe girdi. Yönetmeliğe göre bisiklet yolları ana ulaşım ağına entegre edilmeli, otobüslere bisiklet taşıma aparatları takılmalıydı. Yapılan bisiklet yolları ilgili mevzuatın ek kısmındaki detaylara uygun olmalıydı. Fakat bisiklet yollarımız standart dışı, mevzuatına aykırı. Bisiklet severler olarak kendimizi güvende hissetmedik. Bisiklet yoluna park etmiş araçlarla karşılaştık çok defa.Karşımızdan bir bisikletli geldiğinde durup yol vermek zorunda kaldık. Dolayısı ile kullanamadık bisiklet yollarını. Oysa bisiklet yolları küçük şehirler için ne büyük fırsattır bir bilseniz… Son süreçte yapılan asfaltlama çalışmalarında ise bisiklet yollarının kaldırıldığını görüyoruz. Yine zayıf. Olmadı, bunu da beceremedik.

                * Otopark Yönetmeliği 22/02/2018 de yayınlandı. Buna göre idareler imar planı sınırları içinde kalan alanlarda, otopark ihtiyacını tespit ederek bu ihtiyacın karşılanması amacıyla bölge otopark alanları oluşturmaya yönelik imar planı revizyonlarını en geç iki yıl içinde yapmalıdır. Planlar yürürlüğe girdikten sonra ise; en geç üç ay içinde bu planı tatbik etmek için 5 yıllık imar programı hazırlayıp, uygular. Bu konuda yapılan plan değişikliği yok. Mevcut planda hazır bulunan alanlara otopark da yapılmadı son 10 yılda. Ya memlekette otopark ihtiyacı yok ya da bu konuda da sınıfta kaldık. Olmamaların önüne geçemedik.

                * 2017 de yayınlanan Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği’ne göre il belediyeleri beldenin tarihi ve yöresel şartlarını gözetmek kaydıyla Bakanlık onayına sunulmak üzre imar yönetmeliği hazırlayabilir. Yurt genelinde şimdiye kadar 13 belediye kendi yönetmeliğini hazırladı. Bu çalışma dünden bugüne tamamlanabilecek bir çalışma da değil. Orta – uzun vadede olgunlaşacak. Çalışmaya henüz başlamadık bile. Şehrin yapılaşmasına kafa yorulması, hem toplum sağlığı açısından, hem de kent kimliğinin oluşması açısından önemlidir ve ihmal edilmemelidir. Bu derse girmedik bile diyebilirim. O yüzden not yok :). “Olmadı” yazmaktan yoruldum..

                * Yeni yapı imalatları için standartlar iyileştirildi. Deprem sonrası barınma için konteyner üretildi. Ama sorunun büyüğü, mevcut yapı stoğu ile ilgili hareket yok. Mikro bölgeleme çalışması ve deprem master planı (bütün afet risklerine önlem alan afet master planı daha iyi olur) yapılmadı. Bu konuda acımasız olacağım, depreme hazırlık için hiçbirşey yapılmadı. Zayıf bile değil koccccaa bir SIFIR..

                * TMMOB birimlerine mesafeli durulması önemli bir sorundur. İmar konusu bu kadar eksik ve yetersizken, uzatılan elin hep havada bırakılması şehrimiz için utanç vericidir. Başkaca illerdeki oda temsilcileri ile görüşmelerimde, bu durumun çok garipsendiğini gördüm. İstişare kültürünün oluşturulması, imar işlerinin şeffaflaştırılması, imar işlerinde yapılan hataların azalması ve bunun gibi birçok faydası bulunan ortak çalışma, masada çürüdü bu süreçte. Neden imzalamadıkları sorusuna da spesifik bir cevap alamadık. Sürekli bir “tarz” kelimesi geçiyor konuşmalar arasında. Aynı dili mi konuşmuyoruz yoksa farklı, fantastik bir sunum mu beklediler bizden bilemiyorum, ama bir şekilde memleketin mimarı, mühendisi dışlandı.

                Büyük başlıklar bu şekilde. Bahsedilen süreler kanun koyucu tarafından, mevzuata işlenmiş maddelere atıfta bulunarak yazılmıştır. Verdiğim tarihler ve bilgiler polemik konusu değildir. Kesin ve nettir. Yapılması zorunlu olan bu kadar iş yapılmamışken (ki yapılmaması haklı gerekçe olmadığında görevi ihmal demektir), bence diye başlayıp sayfalarca yapılması gerekenleri yazmayacağım. Ev ödevleri bitmeden etüde gitmek gibi olur..

                 Biz mimarlar mesai anlamında belediye personeli gibiyizdir. Bir ayağımız sürekli bu kurumlardadır. Pek tabi mesleki tecrübelerimiz ve şehirdaşlığımız sebebi ile birşeyler yapmak, elimizi taşın altına koymak isteriz. Kendimiz, şehrimiz ve idarelerimiz nezdinde katkı koymak isteriz. Uygun ortamı sağlama ve hemşehrilileri göreve çağırma sorumluluğu ise yetki ve erk sahiplerine aittir. Önderler önderlik etmeli, bıkmadan usanmadan. Yorgun olanlar ise bayrağı sonrakine devredebilmeli.

Tevazu ile kalın…

mail: [email protected]

Editör: SELÇUK ÖÇAL