Güya RAMSAR sözleşmesi kapsamında koruma altında olan Burdur Gölü , sözleşme gereği ne gölde ne etrafında hiç bir işleme müsaade etmiyor. Halkı göle küstürdük , gölün ve çevresinin bir cazibesi kalmayınca gözden uzak olan gönülden de ırak oldu. Belediye elinden geldiğince göl çevresinde alanları canlı tutmaya çalışsa da ne yazık ki yasal prosedürlerden dolayı yeterli olmuyor. 
Ramsar denilen saçmalık ise başlı başına ucube. Gölün çevresinde gölü besleyen dağların tamamında mermer faaliyetlerine izin veren otorite , amacı gölü korumak olan RAMSAR'ı resmen göle karşı kullanıyor. Her zaman söylüyorum Ramsar'ı falan dinlemeyip acilen Burdur Gölünün çekilen alanlarında ağaçlandırma faaliyetlerine başlamamız lazım. Burdur Gölü kıyısında bulunan rekreasyon alanlarındaki işletmeleri acilen modernize ederek yenilemek , yenilerini eklemek , hatta yeni ve ilgi çekici yapılarla donatmak (havuz,beach park, eğlence alanları) zorundayız. Burdur halkının göl ve çevresini daha çok kullanması için çaba göstermeliyiz.  Bunun yanında merkezi otorite acilen sürekli olmasa da gölü besleyecek yeni bir kaynak arayışına girmeli. Bir süre sonra ağaçlandırılan alanlar nedeniyle zaten yağış oranımız artacak belki de kaybettiğimiz iklimimizi geri kazanmamıza yardımcı olacaktır. Yoksa hepimiz eli kolu bağlı gölün tükenişini izlersek farkında olmadan sağlığımızın da , kentimizin de tükenişine farkında olmadan çanak tutmuş olacağız. Gelin Burdurlular olarak Yeşil Anarşist bir eyleme imza atarak gölün çekilen alanlarına elimizde fidanlarla gidip fidanlarımızı toprakla buluşturalım. Burdur Gölü ve Burdur için birlik olursak , beraber olursak , kalabalık olursak bize ne yapabilirler ki !!!

Editör: NERGİS BARIŞ