Gündem

Burdur Valisi Dr. Türker Öksüz ev sahipliğinde, Zafer Bayramı kabul töreni düzenlendi

30 Ağustos Zaferi'nin 102. yıl dönümü dolayısıyla Burdur Valisi Dr. Türker Öksüz ev sahipliğinde, Zafer Bayramı Kabul Töreni düzenlendi.

MAKÜ Avşarhan’da düzenlenen Kabul Töreni süresince davetlilerle yakından ilgilenen Vali Öksüz burada yaptığı konuşmada; "30 Ağustos, yalnızca bir tarih değil, yalnızca bir ayın adı değil, Türk Milletinin namus timsali, beka simgesi, bağımsızlık nişanesi olduğunu ifade etti.

30 Ağustos'un; battı sanılan, söndü sanılan İstiklal güneşinin vatan semalarında tekrardan doğmasının ve yeniden parlamasının tarihi olduğunu ifade eden Vali Öksüz, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin cemre gibi yüreklere düştüğü, bir diriliş müjdesinin ayı olduğunu ifade ederek, Vatan için, millet için, şanlı bayrak için; candan, yârdan ve serden vazgeçmeye hazır ve kararlı Türk Milleti’nin Zafer tarihidir" ifadelerini kullandı.

Davetlileri program başlangıcında girişte karşılayan Vali Öksüz, program süresince başta Şehit aileleri, Gazilerimiz ve aileleri olmak üzere tüm davetlilerle tek tek yakından ilgilendiler.

Vali Öksüz, katılımın yoğun olduğu Kabul Töreninde yaptığı konuşmasında;

“Aziz Milletimizin özgürlük mücadelesinin sembolü olan Başkomutanlık Meydan Muharebesi’nin 102. yıldönümünde, bu toprakların ilelebet Türk yurdu olacağının cümle cihana ilan edildiği bu kutlu zafer gününde, bu milletin bir ferdi olmanın gururunu ve kıvancını hep birlikte yaşıyoruz.
 
30 Ağustos, yalnızca bir tarih değil, yalnızca bir ayın adı değil, Türk milletinin namus timsali, beka simgesi, bağımsızlık nişanesidir.  
 
30 Ağustos; Battı sanılan, söndü sanılan İstiklal güneşinin vatan semalarında tekrardan doğmasının ve yeniden parlamasının tarihi, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin cemre gibi yüreklere düştüğü, bir diriliş müjdesinin ayıdır.
 
Vatan için, millet için, şanlı bayrak için; candan, yârdan ve serden vazgeçmeye hazır ve kararlı Türk Milleti’nin Zafer tarihidir.
     
Türlü zorlukların, badirelerin kıskacındaki bir milletin, bağımsızlık aşkıyla tek yürek olduğu bu var olma savaşında, kadın-erkek, genç-yaşlı bu vatana aidiyet hisseden herkes, vatanı candan aziz bilerek varlığını Türk varlığına armağan etmiştir.  
 
Tarihin tekerrürden ibaret olduğunu idrak edemeyip günümüzde de bu vatanı bölmeye, kardeşliğimize zarar vermeye çalışan şer odaklarının, kimle boy ölçtüklerini, esaret ve hürriyet arasında bir tercihe zorlandığında Türk Milletinin neleri başarabileceğini, nelerden vazgeçebileceğini anlamaları için 30 Ağustos Zaferine bakmaları yeterlidir.  
 
Kendisi de bir vatan sevdalısı olan Yahya Kemal’in “Bin atlı akınlarda çocuklar gibi şendik, Bin atlı o gün dev gibi bir orduyu yendik!” dizeleri, Balkanların kapılarını bizlere açan Çirmen Savaş’ında beraberindeki bin akıncı ile yetmiş bin Sırp askerini mağlup eden Lala Şahin Paşa için kaleme alınmıştır.  
 
Edebi eserlerin kıymeti zamanın ötesine geçebilme kudretiyle ölçülür. Bu şah beyti, Kurtuluş Savaşında yazılan kahramanlık destanları için kullanmakta beis olmadığını anlamak için savaş öncesi orduların genel durumlarına bakmak yeterli olacaktır.
 
Dr. İsmet Görgülü “Büyük Taarruz” adlı eserinde Sakarya Meydan Muharebesi öncesinde Türk ordusunun asker ve teçhizat bakımından Yunan ordusunun ancak yarısı kadar olduğunu, Büyük Taarruz öncesi aradaki istatistiksel üstünlüğü kapatma gayretlerinin milletimizin içinde bulunduğu imkansızlıklar sebebiyle sonuçsuz kaldığını ifade etmektedir.
 
Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün emrindeki ordumuz, Bakara Suresi 249. Ayette anlatılan Talut ve Calut kıssasının sırrına mazhar olmuş, işgalci güçlerin sınırsız lojistik destekleri karşısında kağnı arabasında top mermisi taşımak zorunda kalan yalın ayaklı Ayşeler, cepheden cepheye koşarak göğsünü vatana siper eden Mehmetler, kendisinden sayı ve mühimmatça üstün kuvvetler karşısında dünya durdukça anlatılacak bir destanı kanlarıyla yazmışlardır.
 
“Zafer, inançla başlar, inançla sürer ve inançla kazanılır." 30 Ağustos 1922 tarihi, yalnız askeri bir zafer olmanın ötesinde Türk milletinin varoluş mücadelesini ve bağımsızlık sevdasını tüm dünyaya ilan ettiği, Türk Milleti’nin tek yürek olup devleştiği, “imanın” istilayı silip süpürdüğü, demirin “iman” karşısında çaresiz kaldığı tarihtir.
 
Milletimiz bu zaferle, milli hâkimiyet, milli birlik ve beraberlik anlayışı içerisinde, kendisini tarih sahnesinden silmek isteyenlere unutulmayacak bir ders vermiştir. Tüm mazlum halklara örnek teşkil edecek bir destan yazmıştır.  
 
Biz ordu millet olarak biliniriz. 30 Ağustos zaferi önemli bir askeri başarı olmanın yanında milletimizin sarsılmaz azminin, sahip olduğu üstün iradenin, vatan ve millet sevgisinin, eşsiz kahramanlığının, güçlü birlik ve beraberliğinin de unutulmaz sembolü ve bu adı hak ederek aldığımızın ispatıdır.  
 
Bizler, Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının önderliğinde, milletimizin her türlü imkansızlığa rağmen gösterdiği kararlılık ve fedakarlıkla kazanılan bu zaferi, bu toprakları, 30 Ağustos 1922’de kesin ve tartışmasız bir zaferle elde edilen kazanımları canımız pahasına korumak ve evlatlarımıza daha büyük bir medeniyet bırakmak mecburiyetindeyiz.  
 
Büyük ve güçlü Türkiye idealine ulaşmak maksadıyla; sorumluluğumuzun geçmişimizin kutsal mirasını koruyarak bu mirası daha da ileriye taşımak adına yorulmak nedir bilmeden çalışmak olduğunun bilincinde, var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz.
 
 
 
Bu kadim topraklarda barış ve huzur içinde yaşamanın bedeli tarih boyunca canla ve kanla ödenmiştir. Bizler dört bir yanı şehit kanıyla sulanmış bu cennet vatanın emanetçileriyiz.  Çanakkale’de, Dumlupınar’da, 15 Temmuz’da vatan uğrunda şehadet şerbetini içmiş vatan evlatlarını dünya durdukça unutmayacağız. Mukaddesat uğruna candan geçen şehit aileleri ve Gazilerimiz bize emanettir, başımızın tacıdır ve asla sahipsiz kalmayacaklardır.  
 
 
Sözlerimi nihayete erdirirken imanın istilaya karşı direnişi, iradenin işgale karşı devleşmesi, istiklalin zalim ihtirasa karşı zaferi olan 30 Ağustos Zafer Bayramımızın 102. yılı münasebetiyle Başta Gazi Mustafa kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere, geçmişten günümüze kadar cennet vatanımız için canını feda eden Aziz Şehitlerimizi saygı ve rahmetle Gazilerimizi minnetle anıyor, Kıymetli Burdurluların, aziz milletimizin ve şanlı ordumuzun Zafer Bayramı'nı en içten duygularımla kutluyorum” dedi.

T.C. BURDUR VALİLİĞİ

İl Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü