Gündem

EKONOMİ BAKANI ANLAMIŞ MIDIR?

2008 yılında protesto olan senetlerin ortalama tutarı 442.43 TL. iken, 2012 yılında tam 19,01 kat artarak 8.414,73 TL. ye çıkmıştır.

2009 yılında kullanılan kredi miktarı 718 milyon TL. iken, 2,32 kat artarak 2012 yılında 1 milyar 666 milyon TL. ye çıkmıştır.

2009 yılında 175 milyon usd olan ihracat ise 470 milyon usd ye çıkmıştır. Blok mermer satışı ve çimento kaynaklı ihracat ön plandadır ama katma değer yaratan ihracatımızın payı kg. da yok denecek kadar az seviyededir.

Hayali güzel olan Merih Organize Sanayi ile ilgili sunumda görüleceği üzere 27.000 ila 41.000 kişi arasında işçi sayısında artış öngörülmüş. Fabrika sayısı ise 80-120 arasındadır. Eğitimde Türkiye rekorları kıran bir ilde, işçi sayısının artışına yönelik faaliyetler bir müddet sonra Burdur'da ya işçi sıkıntısına sebep olacak ya da mermer fabrikalarında üniversiteli işçilerin istihdamına neden olurken aynı zamanda hayvancılık ile ilgili işgücü ve yatırımlarına da olumsuz yönde etkisi olacaktır.

Ticaret ve Sanayi odasının gündeminde sadece mermercilik ve hayvancılık faaliyetleri vardır. Madencilik sektörünün diğer alanları ve ticari hayatın asıl bileşenleri oda gündeminde yer almadı. Bu yönü ile oda ticari kesimin beklentilerini ve çektiği sıkıntılarını gündeme getirmemiştir.

İlimizde gelişen en önemli sektörlerden biri inşaat faaliyetleridir. Burdur üniversitesi ile gelişiyor diyorsak ildeki toplumun tüm fertlerine dolaylı katkısı bulunan inşaat sektörü ve ticari faaliyetlerin sıkıntılarını ekonomi bakanına yaptığınız sunumda göz ardı edemezsiniz. Bu büyük bir yanlıştır. Ticaret ve Sanayi Odası ticari hayatın sıkıntılarını dile getirmemiştir. Anlaşılan odur ki Burdur da gelir dağılımındaki adaletsizlik her geçen gün daha da artacak ve bu projeksiyon ile devam eder ise Burdur işçi kenti olacak, ticari hayat ise daha da zorlaşacaktır.

Ticaret Borsasının traktör teşvikinin tekrar gözden geçirilmesi ve Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliğinin haklı talepleri inşallah karşılanır. Hele düve ihracatına yönelik düve destek talebi çok yerinde bir talepti.

Ticaret ve Sanayi Odasının sunumundaki 3. Sektör olan turizm sektörü ile ilgili olarak alt yapıların oluşmadığı bir ilde tabiri caizse kılımızın bile kıpırdamadığı bir ortamda Antalya, Denizli, Afyon gibi illerinin turizminden Burdur'un pay kapması çok zor görülmektedir. Örnek mi İnsuyu Mağarası, Sagalassos, Kibyra, Burdur Müzesi için ilde canlı bir faaliyet yok ise, turiste hitap edeceğini düşündüğünüz fiziksel mekanların düzenlenmesi ile ilgili faaliyetleriniz yok ise Burdur'u turizmde söz sahibi yapamazsınız. Turizm ve Otelcilik ile ilgili meslek elemanı yetiştiren kurum hala kendine layık olduğu bir mekana sahip değil ise, İnsuyu Mağarasındaki bırakın çevresini tuvaletleri bile turiste hitap edebilecek durumda değil ise, lokanta ve hediyelik eşya stantları, giriş kapısını işgal ediyor ise bir fırın değil on-yüz fırın ekmek daha yememiz gerekiyor ki turizmden payımızı alabilelim. Bu yerlerdeki gelişme ve değişmenin kaç yılda ne olduğuna bakarak ileriye dönük sonuçlar çıkarabiliriz…

Ekonomi Bakanı Zeybekçi, konuşmasında sadece dünya ve ülke ekonomisine yer vermiştir. Burdur'daki sanayici ve yatırımcının beklentilerinden uzak, bir konuşma ile kendisinden beklenen 4. ve 5. Dereceden teşviklere kırmızı kart göstermiştir. Adeta Burdur Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Adnan Taraşlı'nın haklı isteğine de neden hala ısrar ediyorsunuz şeklinde çıkışı da olmuştur. Hemşerimiz ümit vermemiştir. Yeni bir sektörün gelişmesi için alt yapıdan bahsetmiştir. Oysa Burdurlu yatırımcılar kendilerine yeni bir yatırım teşvik müjdesi var mı diye beklenti içerisindeydiler. Bireysel taleplere inceleme sözü ise akıllarda sorulara neden olmuştur. Mermerciler ve Madenciler Derneği Başkanı Hakkı Arslan da yaptığı açıklamada düzenlenen toplantı ile ilgili olarak sektör temsilcilerinin söylemlerinin yetersizliğine vurgu yapmış ve üst birliklerin önemine vurgu yapmıştır.

Oysa yatırımcı soru cevap için 4.5 saat beklemiş, verilen ağır birifingi dinlemiş ama toplantı sonucunda kafasındaki soruları soramamış, yeterince cevap bulamadan 2-3 sorulan soru kısıtlanması sonucu toplantı sona ermiştir. Örneğin kullanılmış ithal makine ve araçlara KDV muafiyeti sağlanırken yerli kullanılmış makine ve maden araçlarına neden KDV muafiyeti tanınmadığı sorusuna büyük problemler yaşanabileceği gerekçesi ile cevaplamaktan kaçınmıştır. Örneğin bir yatırımcı kullanmadığı 3 yaşında bir maden işleme makinesini 2. el satmak istese, bu makineyi almak isteyen bir yatırımcıya da SATIN ALIRKEN KDV DESTEĞİ VERİLSE NERESİ YANLIŞ OLUR? Oysa Ekonomi bakanlığının bürokratlarının hazır olduğu o tatil gününde yapılan toplantı forum şeklinde yatırımcılar ile bürokratların bir masaya oturarak sorunlarına çare aradıkları, bürokratların yatırımcılara adeta bir profesör gibi reçete yazarak sorunlarını çözdüğü bir çalıştay şeklinde yapılsa idi daha çok faydalı olmaz mıydı?.

Bu ziyaret amacına şov olarak ulaşmıştır.