Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi (MAKÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü öğretim üyeleri, Burdur’un tarihi dokusunu gün yüzüne çıkarmak için çalışmalarına devam ediyor. Kibyra Antik Kenti'nde 2006 yılında başlatılan kazı çalışmaları, 2010'dan itibaren MAKÜ Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şükrü Özüdoğru başkanlığındaki ekip tarafından sürdürülüyor. Gölhisar ilçesinde bulunan Kibyra Antik Kenti'nde Odeion (Müzik Evi), Stadion (Stadyum) ve Agora (Çarşı/Pazar yeri) yapılarının gün yüzüne çıkarılması çalışmalarında, MAKÜ öğretim üyeleri ve öğrenciler büyük emek veriyor

MAKÜ öğretim üyelerince gerçekleştirilen kazılar, tarihi ve kültürel mirasın korunması ve tanıtılmasının yanında MAKÜ’nün toplumsal katkıya verdiği önemle bölgenin turizm potansiyelini artırarak ekonomik kalkınmaya katkıda bulunuluyor. Ayrıca, üniversite öğrencilerinin saha çalışmalarına katılması, onların akademik ve mesleki gelişimlerine önemli bir katkı sunmakta. Öğrenciler uygulamalı eğitim olanaklarıyla bilgi ve becerilerini pekiştirmekteler. Bu çalışmalar, hem bilimsel araştırmaların ilerlemesi, hem de yerel toplumun tarih bilincinin artırılması açısından büyük bir öneme sahip.

Öğrencilere Yerinde Öğrenme İmkanı

MAKÜ Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şükrü Özüdoğru, Kibyra Antik Kenti'nde yapılan çalışmalar hakkında açıklamalarda bulundu. Özüdoğru, MAKÜ’de arkeoloji ve antropoloji bölümlerini tercih eden öğrenciler için alanda staj ve uygulamayla yerinde öğrenme imkanı sağladıklarını vurguladı. Özüdoğru açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

“2008 yılında kurulan arkeoloji bölümümüz bugün çok sayıda öğretim görevlisiyle eğitim hayatına devam ediyor. Eğitimlerimiz lisans, yüksek lisans ve doktora seviyelerinde sürdürülüyor. Bölümümüz öğretim üyelerince yürütülen kazı ve yüzey araştırmaları, özellikle Burdur ağırlıklı olarak devam ediyor. 2010 yılından itibaren Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi adına kazılarımız Gölhisar ilçesinde bulunan Kibyra’da devam ediyor. Kibyra, önemli ve ünik buluntularla büyük bir kenti ekibimizle birlikte açığa çıkarmaya gayret ediyoruz. İlk kazılara başladığımızda henüz tanınmayan, bilinmeyen bir antik kent olan Kibyra, bugün ulusal ve uluslararası ölçekte ilgiyle takip edilen bir arkeolojik alan haline geldi.”

Üç Farklı Kazı ve Uluslararası İş Birlikleri

Uluslararası iş birliklerinden de söz eden Özüdoğru konuşmasının devamında; “Kültür ve Turizm Bakanlığımızın izin ve destekleriyle Burdur’da yürütülen üç kazımız var. İlki Kibyra, ikincisi Prof. Dr. Ayça Polat Beks başkanlığında Bucak ilçesi Kremna Antik Kenti’nde, üçüncüsü ise Sagalassos Antik Kenti’nde yürütülüyor. Sagalassos kazılarına ben Türk koordinatörü olarak atandım ve Löven Katolik Üniversitesi ile iş birliği içinde çalışmalarımızı sürdüreceğiz.

MAKÜ Arkeoloji Bölümü öğretim üyelerinin başkanlığında yürütülen üç uluslararası katılımlı kazı var. Ayrıca, öğretim üyelerimiz yüzey araştırmalarını da sürdürüyor. Prof. Dr. Eray Dökü başkanlığında uzun yıllar Kibyra ve çevresini kapsayan Uylupınar yüzey araştırmaları yapıldı. Şimdi Eray hocamız Salda Gölü ve civarında araştırmalarına devam ediyor. Prof. Dr. Ralf Beks ise Şereföyük Komama yüzey araştırmalarını yürütüyor. Uluslararası iş birlikleri ile bu alanlarda çok sayıda makale, kitap, bildiri ve sempozyum düzenleniyor.

Kazı çalışmalarımız, başta Kültür ve Turizm Bakanlığımız’ın izin ve ödenekleri olmak üzere, Burdur Valiliğimiz, Mehmet Akif Ersoy Üniversitemiz ve Gölhisar Belediye Başkanlığımız’ın değerli katkılarıyla başarıyla sürdürülmektedir. Kibyra Kazı ve Araştırmalarında ulusal ve uluslararası farklı üniversitelerden uzman bilim insanları görev yapmaktadır. İstanbul Teknik Üniversitesi, Eskişehir Osman Gazi Üniversitesi, Akdeniz Üniversitesi ve Belçika Leuven Katolik Üniversitesi gibi üniversitelerle iş birliği yapılmaktadır.

Burdur’un tarihi dokusunu gün yüzüne çıkarmak için yapılan bu çalışmalar, ilin hem tarihi geçmişine hem de kültürel mirasına önemli katkılar sağlamaktadır. Ayrıca, Burdur’un turizm potansiyelini artırarak ekonomik getiriler elde edilmesine de katkıda bulunmaktadır.” Dedi.

Editör: SELÇUK ÖÇAL