MAKÜ'de 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü Kapsamlı Etkinliklerle Anıldı

Etkinlikler kapsamında, MAKÜ Prof. Dr. İlhan Varank Kütüphanesi'nde 15 Temmuz Darbe Girişimi Fotoğraf Sergisi ile Milli Şairimiz Mehmet Akif Ersoy Hatıratı ve Fotoğraf Sergisi ziyarete açıldı.

Ardından Milli İrade ve 15 Temmuz Konferansları gerçekleştirildi. Program, saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı'nın okunması ile başladı daha sonra İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Nurettin Çalışkan tarafından 15 Temmuz şehitleri için Kur'an-ı Kerim tilaveti ve dua gerçekleştirildi.

15 Temmuz Destanı’nın Çanakkale Destanı’na Benzeyen Yönleri Var

Programın açılış konuşmasını yapan Rektör Prof. Dr. Hüseyin Dalgar, 21. yüzyılda hem insanlık hem de ülkemiz tarihine kara bir leke yazıldığını vurgulayarak şunları söyledi: “15 Temmuz Destanı’nın, 100 yıl önceki Çanakkale Destanı’na benzetilen bir yönü var. En çok dikkatimi çeken yönü burası. Çanakkale’de nasıl insanlarımız tüm imkânlarıyla devletinin yanında yer alarak mücadele ettiyse 15 Temmuz’da da benzer bir kahramanlık örneği göstermiştir. Türk milletinin kolay kolay darbelerle, iç karışıklıklarla teslim alınamayacağını, Türk Milletinin kritik zamanlarda yeri geldiğinde her zaman devletinin yanında yer alan bir toplum olduğunu 100 yıl sonra bir kez daha göstermiş oldu. Bu yönüyle çok anlamlı bir boyutu var. 15 Temmuzların tekrarlarının olmaması için buradan ders çıkarmak gerekiyor. Bizden sonraki nesillere böyle bir demokrasiye soykırım girişiminin tekrar yaşanmaması için bu konuyu hatırlatmamız ve aktarmamız çok önemli diye düşünüyorum.

Türkiye’nin En Büyük Gücü Ayrışmalara İzin Vermeden Her Dönemde Bir Arada Olabilmesidir

Üniversite olarak, bilgi tarafında yer alan kurumlar olarak tarih boyunca olduğu gibi milletin iradesinden yana ve devletin yanında bir tutum içinde olduğumuzu çok iyi aktarmamız gerekiyor.  Hepimizin çok çalışması gerekiyor. Hem demokrasinin gelişmesi hem de ülkemizin kalkınması için çok çaba sarf etmesi gerekiyor.  15 Temmuz’da şehit olan 252 vatandaşımızın bir emaneti olarak bu vatanı ileriye taşımak için hepimizin sorumlulukları var. Biz üniversite olarak kendimizi böyle hissediyoruz. Sadece sahip olduğumuz 35 bin öğrencimize karşı değil içinde bulunduğumuz toplumumuza, coğrafyamıza karşı güçlü olmak, ayakta kalmak ve mazlumlara yardımcı olan, zalimlere dur diyebilecek güce sahip olan bir ülke olmak zorundayız. Aksi takdirde Müslümanlara, Türklere yapılan zulümleri görüyoruz. Filistin’de yapılan katliam karşısında bir şey yapamamak bizleri çok üzüyor. Umuyorum ki ülkemiz gelecekte çok daha güçlü bir ülke olacak. Türkiye’nin bana göre en büyük gücü ayrışmalara izin vermeden her dönemde bir arada olabilmesidir. Zor zamanlarda bir araya gelebilmiştir. Bunu 15 Temmuz’da yine gördük. Onurla ismini taşıdığımız Mehmet Akif Ersoy ideal Müslüman Türk gencini Asım’ın Nesli olarak tanımlıyor ve şöyle diyor: “Âsım’ın nesli... diyordum ya... nesilmiş gerçek: İşte çiğnetmedi namusunu, çiğnetmeyecek”. 15 Temmuz’da da Asım’ın nesli olarak tanımladığımız Müslüman Türk genci namusunu çiğnetmedi, bundan sonra da çiğnetmeyecek. Tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet, gazilerimize uzun ömürler diliyorum. Başta bu güçlü iradeyi ortaya koyan Cumhurbaşkanımız olmak üzere cumhurbaşkanımızı devletin başı olarak görüp hangi görüşten olursa olsun bir sözü ile sokaklara dökülen ve ülkesinin iradesine sahip çıkan, ülkesini savunan milletimizi yürekten kutluyorum.

Tarihimizde Gerçekleşen Darbelerin Milletimize Maliyeti Çok Ağır Olmuştur

Açılış konuşmasının ardından Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi ve Mehmet Akif Ersoy Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Zafer Gölen tarafından "Türkiye'de Darbeler ve Maliyeti" konulu sunum gerçekleştirildi. Darbelerin gelişim süreçleri ve sonuçları hakkında bilgiler aktaran Gölen, 15 Temmuz darbe girişiminin ekonomiye getirdiği yükten bahsederek “Yapılan hesaplamalara göre darbe girişiminin doğrudan etkisinin kişi başına yaklaşık 2 bin 821 dolara tekabül ettiği, dolaylı etkiler de hesaplandığında yaklaşık olarak 460 milyar doları bulduğu söylenmektedir. Darbe girişimi olmasaydı Türkiye’nin kişi başına düşen milli gelirinin 15 bin doların üzerinde olması çok rahatlıkla sağlanabilecekti. Çözüm olarak Türk demokrasisinin güçlenmesi, toplumsal refahın artması, gelir adaletsizliğinin mümkün olan en alt seviyeye çekilmesi gerekmektedir. Atatürk’ün de dediği gibi ‘Tek bir şeye ihtiyacımız var çalışkan olmak’ sözünün yerine getirilmesi ve ülkemizin muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkarılması gerekmektedir.” şeklinde konuştu.

15 Temmuz’da Yaşanılanlardan Alınacak Dersler Var

"15 Temmuz Ruhu: Şahit, Şehit ve Şehadet" adlı konuşmasıyla kürsüye çıkan İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yasin Pişgin ise 15 Temmuz şehitlerinin bakış açısı, inançları, yaşayışları ve şehadet ruhundan bahsetti. Pişgin, konuşmasında darbe girişimi gecesinde şehit ve gazi olan vatandaşlarımızın hikayelerinden dem vurarak, şehitlik ve şehadet kavramlarını teolojik açıdan ele aldı. Oldukça etkili bir konuşma sonunda 15 Temmuz’dan alınacak dersler olduğunu ve asla unutulmaması gerektiğini dile getirdi.

Program, Rektör Dalgar tarafından konuşmacılara teşekkür belgelerinin verilmesinin ardından son buldu.

Editör: SELÇUK ÖÇAL