Sevgili okur, lütfen ilk yazıyı okumadan başlama. Linki paylaşıyorum.

YAZI -1

https://www.bomba15.com/selim-kutlu-yazdi-demokrasi-yolunda-anka-kusu-misali-yazi-1?fbclid=IwZXh0bgNhZW0CMTEAAR2k2levIfGOQBTx6iTzaMLwBuDm-u0bN3GgGfPz7AzuhLXPcMl9rn-tbso_aem_GwTsUSIXgEspwQANlkhJAA

 

Demokrasi Yolunda : Kentlinin Hakları Mı Var!? – Yazı 2

Kentli Hakları:

            Kentler, bireylerin kişiliklerini çok yönlü geliştirebilmelerinin yanı sıra, toplum olarak bir arada yaşamanın gerektirdiği barınma, üretim, dinlenme, kültürel ve sosyal faaliyet ihtiyaçlarının bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Bunları sağlamak adına kentli hakları hukuki bir boyut taşır. Bu bağlamda, söz konusu ihtiyaçlar kentli haklarının kapsamını oluştururken, bu hakların sahibi kentsel alanlarda yaşayan bireylerdir. Bu haklara sahip olanlar, hakların gereği gibi uygulanmasından da sorumludur.

            Günümüzde kentle kurulan ilişkiler, daha çok pragmatik ihtiyaçlar doğrultusunda şekillenmektedir. Modern kent, genellikle sakinlerine sunduğu belediye hizmetleri üzerinden değerlendirilmekte; ancak kentli hakları bu kadar dar bir kapsamla sınırlı değildir. Kentli hakları sosyal, ekonomik, kültürel, insani etik ve ekolojik unsurların gelişiminde, kentli bireyleri sürece dahil eden bir mekanizmadır. Bu açıdan bakıldığında kentli hakları, sürdürülebilir bir biçimde hayata geçirilen haklar bütününden oluşmaktadır.

            Kentli hakları, hukuki niteliği itibarıyla iki temel unsuru bünyesinde barındırır. Bunlar hak ve sorumluluklardır. Birincisi, kentte yaşayan bireylerin ekonomik, toplumsal, çevresel ve siyasal ihtiyaçlarının karşılanması bağlamında yönetici erke düşen yükümlülüklerdir. İkincisi ise kentlilerin, bu hakların hayata geçirilmesi, korunması ve geliştirilmesiyle ilgili taleplerini kent yönetimine iletebilmelerini kapsar. Bu kapsamda kentlilerin, talepleri doğrultusunda eylem ve etkinliklerde bulunmaları, örgütlenmeleri, alınacak kararlara katılmaları, bilgi edinmeleri ve denetim yapmaları güvence altına alınmalıdır. Bu durum peşi sıra şeffaflığı da getirir ki, memleketimizde az rastlanan bir durumdur. Kentli haklarının bu iki yönünün tam anlamıyla hayata geçmesi, katılımcılığa dayalı demokratik bir yönetim anlayışını zorunlu kılmaktadır.

            Kentli haklarının hayata geçmesi ve sağlıklı bir şekilde işlemesi, dayanışma ve işbirliği yapmaya istekli bireylerin varlığına bağlıdır. Bu nedenle, bir kentte yaşayan, o kentle bütünleşen ve kendini kente ait hisseden bireylerin önemi büyüktür. Bu bağlamda, sorunları hissedebilen bireyler için kentli haklarının uygulanması ve takibi en önemli konu olmalıdır.

            Dünyada kentli hakları konusunda asgari bir bilinç düzeyi oluşmuş durumdadır. Bu bilinç, yazılan bilimsel eserler ve gerçekleştirilen toplantılarla pekiştirilmektedir. Yurt dışında, insanlar Kent Meclisi ve bu meclisin örgütlenmesi hakkında geniş bir şekilde bilgilendirilmiştir. Ardından, Kent Meclisi'nin sunduğu hizmetler yaygınlaştırılmış ve halkın kent merkezlerindeki yönetim binalarına gitmek zorunda kalmadan, kendi mahallelerinden bu hizmetlere erişebilmeleri sağlanmıştır. Ayrıca, halkın talep ettiği hizmetler, bu hizmetlerin sunulma biçimi ve düzeyine ilişkin görüşleri, doğrudan halkın ayağına gidilerek toplanmıştır. En önemlisi ise halkın, kendi toplulukları içinde kentin gelişimi ve sunulan hizmetler hakkında karar alma süreçlerine katılımını sağlama çabalarıdır. Bunun yanı sıra, kentte yaşayan bireylerin kent tarihi hakkında bilgi edinmelerini ve bu bilginin kuşaklar arasında aktarılmasını desteklemek amacıyla kent toplum merkezleri kurulmuştur.

            Öte yandan, kentli haklarının hayata geçirilmesinde son derece işlevsel olan mahalle komiteleri oldukça yaygındır. Örneğin, bir park düzenlemesi yapılacaksa, kullanıcıların görüşlerini iletebilmeleri ve konuyu tartışabilmeleri için belediye başkanı ve parklardan sorumlu başkan yardımcısı davet edilir.

5393 sayılı Belediye yasasına bağlı olarak çıkarılan Kent Konseyi yönetmeliği ve bu yönetmelik gereği kurulan kent konseyleri, kentlilerin kentli hakları bağlamında eylem ve girişimleri gerçekleştirebilmeleri konusunda önemli olanaklar sağlamaktadır. Öte yandan belediyenin güdümünde olmaksızın, özerk çalışan Kent Konseyi sayısı yok denecek kadar azdır. Pek çok kentteki Kent Konseyi’nin, belediye başkanlarının etkisinde olduğu ve bu nedenle etkin ve bağımsız çalışamadıkları gözlenmektedir. Kent Konseyleri’nin özerk biçimde çalışamamasında, bunların amacı, hedefi ve niteliği konusunda kamuoyunun yeterince bilgilendirilmemesi, mali  olanaklar, ekipman ve yerleşim olanaklarından yoksun olmaları söylenebilir. Bu bakımdan belediyelere bağımlı olmalarının etkili olduğu düşünülmektedir.

Kentli hakları gelişiminde, başarılı yönetişim örneklerinin önemli katkıları vardır. Bu bağlamda özellikle Kent Konseyleri’nin kurulmasından sonra, kente yönelik kapsamlı eylem planları ile, kentsel yönetim sürecine kentteki bütün insanların katılımına olanak sağlayacak altyapı oluşturulmalıdır.

 Yerel yönetimlerin kentle ilgili uygulamalarında doğrudan halka başvurduğu uygulamalar da söz konusudur. Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından bir caddenin trafiği kapatılıp kapatılmaması konusunda ve benzer biçimde Esenler Belediyesi'nin bir pazar yerinin değiştirilmesini, bir caddenin trafiği kapatılıp yayalaştırılması ve bir parkın kapatılıp kapatılmaması konusunda halkın oyuna başvurmaları, bir gün kentli haklarının yaygınlaşacağı bağlamında önemli emarelerdir.

 Yerel yönetimleri ilgilendiren yasalarda yer alan ihtisas komisyonları ile sivil toplum örgütleri, Kent ve Toplumu ilgilendiren konularda toplantılara katılabilme olanağına sahip olmuşlardır. Söz konusu yasal hükümlere rağmen özellikle kent konseylerinde ve ihtisas komisyonlarında yurttaşların ve sivil toplum örgütlerinin aktif anlamda katılımı ve karar alma süreçlerinde yer alışı ile ilgili sorunlar olduğu bilinmektedir.

            Devamı gelecek, hoşçakalın…

[email protected]