Gündem

Selim Kutlu yazdı; Marka Kent Burdur: Kent Kimliğinin İmgesel Boyutu

Selim Kutlu yazdı; Marka Kent Burdur: Kent Kimliğinin İmgesel Boyutu

                Şehirler, tarih boyunca medeniyetlerin ve kültürlerin doğduğu alanlardır. Bu değişim sürecinde, yaşayan insanlarla birlikte gelişirler, sosyal yaşam ve ilerlemeyle birlikte kendilerine özgü niteliklere yönelir, diğer şehirlerden ayrışmaya başlarlar.

                Şu anki durumda, şehirler standartlaşmakta ve kendi öz kimliklerini kaybetme eğilimindedir. Şehir sakinleri, kent içindeki sosyal yaşam yerine daha büyük problemlerle uğraşmaktadır. Bu kişiler, doğal güzelliklerin, fiziksel yapıların, tarihin ve kimliğin farkında olmadan şehirlerden geçip gitmektedir. Eğer insanlar yaşadıkları şehrin kimliğinin farkında değilse, zamanla şehir kimliği kaybetmeye başlar.

                Şehirde yaşayan bireylerin şehirle ilgili sorunlardan, şehir kimliğinin oluşumundan ve şehir imgelerinin korunmasından haberdar olmaları için yerel yönetimlere sorumluluk düşmektedir. Yerel yönetimler, şehirlerin kimliklerinin ve şehir imgelerinin kaybolmaması için farkındalık oluşturmalıdır. Bu amaçla, yerel yönetimler etkinlikler ve faaliyetler düzenleyerek kamuoyunu ve sosyal medyayı kullanarak halkın ve ilgili kurumların dikkatini çekebilirler.

                Şehrin kimliğini ve imgelerini benimseyen gözlemciler, bu kimliği ve imgeleri korumak adına fedakarlık yaparlar. Şehir kimliğinin, imgelerinin zarar görmemesi, geliştirilmesi ve tanıtılması için halkın şehri benimsemesi önemlidir.

                Şehrin algılanması ve tanınması konusundaki çalışmaların temeli, yerleşim yerlerinin tanınmasını sağlayan unsurlar ve şehir imaj öğeleri olarak belirlenen Kevin Lynch'e dayanmaktadır. Lynch, kent imgesi kuramı için, bir şehrin hayal edilebilmesi için beş bileşen olduğunu belirtmiştir: işaretler (landmarks), yollar (paths), bölgeler (districts), sınırlar (edges) ve düğümler (nodes).

                Şehir imgeleri, uzun süreçlerde oluşan ve gelecek kuşaklara aktarılan şehir kimlikleridir. Şehir imgeleri için, koruma, tanıtma, geliştirme ve zarar görmeme çabaları, şehir yönetimi, yerel yönetimler ve yerleşik sakinler arasında gerçekleştirilir. Şehir yönetimi, şehir imgelerinin benimsenmesi ve korunması için etkinlikler, faaliyetler ve tanıtımlar yapmalıdır. Bazı şehirlerin imgelerinden haberi olmayan veya bunları benimsemeyen halk, şehir imgelerinin zarar görmesine ve geliştirilememesine yol açabilir.

            Şimdi Burdur'u daha yakından tanıyalım...

                Burdur, doğal güzellikleri (bozulmakta olan-koruyamadığımız), binlerce yıllık tarihi ve zengin kültürüyle Teke Yöresi'nin Kültür Başkenti olarak bilinir. Aynı zamanda Göller Diyarı olarak anılır. Antik dönemde bu bölgenin adı Pisidia'dır.

                Genel olarak bakıldığında, Burdur için doğa ve kültür şehri tanımını kullanabiliriz. Burdur, güçlü doğa ve kültür yapısıyla insanların yaşamlarına huzur katmaktadır. Bu nedenle Burdur, huzur şehri olarak da adlandırılır. Burdur'un şehir imgelerini incelersek, neden doğa ve kültür şehri dediğimizi daha iyi anlayabiliriz.

                Üniversite şehri de denilebilir. Ancak günümüzde birçok ilde üniversiteler bulunmaktadır, bu nedenle tek başına iddialı bir özellik olarak değerlendirilemez.

                Burdur'un bilinen tarihsel geçmişi M.Ö. 7000'e kadar uzanmaktadır. Bu bilgiye Hacılar Köyü'nün tarihiyle ulaşmaktayız. Burdur aynı zamanda bir sanat şehridir. Geleneksel el sanatlarının icra edildiği, zanaatkarların yetiştiği bir şehirdir. Burdur'da sipsi, kaval, kabak kemane yapımı, testicilik, bakırcılık, ibecik bebeği, ibecik bezi, halıcılık, kilimcilik, dokumacılık, alaca dokuma gibi sanatlar icra edilmiştir. Aynı zamanda folklorik bir zenginliğe ve tarihe sahiptir.

                Burdur Gölü ve Burdur'un su kaynaklarının şehir kimliği açısından önemi büyüktür. Su kültürüyle ilgili olarak Burdur'un değirmenleri de ünlüdür. Burdur Çayı üzerinde 1700'lerden bu bölgede yaşayan Ermeni ve Rumlar tarafından 12 adet su değirmeni inşa edilmiştir.

                Herkesin bildiği şehir imgeleri arasında Ulu Cami, doğa tarih müzesi, Serenler Tepesi, Susamlık Tepesi, Yeşil Tepe, Piribaşlar Evi, Mısırlılar Evi, Taşoda Konağı, Burdur Müzesi, Park ve Meydanlar, Saat Kulesi, Öğretmenevi, Şeker Fabrikası vb. bulunmaktadır. Elimizde olan değerleri korumak ve bunlara yeni eklemeler yapmak, şehir sakinlerinin de sorumluluğundadır.

                Sonuç

                Tarihsel ve kültürel zenginliğimizi korumalı, oluşan şehir kimliğinden haberdar olmalıyız. Koruma ve geliştirme çabaları için şehirde yaşayan insanların desteği büyük önem taşımaktadır. Farkındalığımızı artırmalı, sahip olduğumuz değerlerin geçmişini incelemeliyiz. Şehirlerin birbirine benzeyen beton yapılar olmaması, her birinin sahip olduğu değerlerin korunup geliştirilmesine bağlıdır. Bu noktada en büyük görev, yerel yönetimlere düşmektedir. İsmini duyduğumuz fakat hiç gitmediğimiz imge değeri yüksek mekanları yaşayan bir hale getirmeliyiz. Bu mekanlarda etkinlikler düzenlenerek önce Burdurlunun tanıması, sahip çıkması sağlanmalıdır.

                Kent kimliğinin imgesel boyutunu inceledik beraber. Ama çok büyük bir çatı başlık olan kent kimliğini oluşturmak için, ortak akıl ile hareket ederek, Burdurlu hemşehrilerimin katkısı ile kapsamlı bir çalışma yapılmalıdır.

                Sağlıcakla kalın…

Mail: selim_kutlu@windowslive.com