İnsanoğlu en az eforla en çok kazanımı elde etmek üzerine evrilmiş. Aslen bütün canlılar bu şekilde. Neden daha fazla enerji harcasın ki.. Ama işin bu kısmında insanlığın kazanım elde etme konusundaki hedef şaşırması büyük israfa sebep oluyor. Dünya üzerindeki amacını bilmeyen, hedefi olmayan büyük bir kitle var. Hedef olmayınca günü kurtarmak yeterli geliyor. Böyle kişilere ise “tembel işte” diyoruz…

                Hayattaki en büyük kazanım tembelliğe karşı koymaktır. Bunu yapabilen bir insanın, potansiyeli sınırlarında başaramayacağı şey yoktur. Peki insanı harekete geçiren şey ne?

                Kişileri heyacanlandıracak, harekete geçircek, mutlu edecek bir amaç lazım. Birey bunu kendi içinde bulmalı. Burada para kazanmaktan veya kariyer yapmaktan bahsetmiyorum. Şanslı azınlık dışında kalanlar, kapitalist ülkelerde hayatını idame ettirmek için zaten çalışmak zorunda. Zorundalıkarın dışında birşeyler olmalı.

                Bu aşamada kamu kurumları, sivil toplum örgütleri klavuzluk edebilir veya vatandaşa hareket alanı sağlayabilir. İnsanlara faydalı olabilecekleri ortam sağlanmalı, etkinlikler düzenlenmelidir. Halkın katılımcılığı denen şey bu zaten. Yetki sahipleri önderlik eder, halk katılır.

                 Mesela belirli aralıklarla fidan dikim etkinliği yapılmalı. Her yere süs lahanası dikileceğine, fidanlar yetiştirilsin. Her 3 ayda, bir okul fidan dikimine götürülsün. Bu etkinliklere halk da davet edilsin örneğin. Hoş olmaz mı? Bir süre sonra yetişen çocuklar arasından doğa gönüllüleri fışkıracak eminim.

                Bu örnek çeşitlendirilebilir. Aynı şey hayvan gönüllüleri için de sağlanabilir. Oyuncak toplama merkezi kurulabilir. Belki gönüllüler bağışlanan oyuncakları (gerekirse tamiratlarını da yaparak) durumu iyi olmayan ailelerin çocuklarıana ulaştırır.Doğa yürüyüşleri, müzik eğitimleri, robotik kodlama kursları, yerel lezzetler ve ürünleri tanıtan festivaller, resim yarışmaları, spor okulları, hayvan dostu etkinlikler, satranç kurs ve turnuvaları, bisiklet festivali ve bunun gibi birçok etkinlik insanların hayatına heyecan ve şevk katar. Bu işleri yapabilecek, enerjik önderlere ihtiyaç var.

                Günün sonunda harekete geçen, üreten, hayata ve çevresine katkı sağlayan, sosyalleşen insan mutlu olur. Birlik olmayı, beraber hareket etmeyi öğrenir. Yalnızlaşan, evine ve içine kapanan, paylaşmayan günümüz depresif insanı ise enerjisiz ve tembeldir. Yapması gerekeni, mecbur olduğu şeyleri yapar ve bu dünyadaki zamanını mutsuz şekilde doldurur.

                Mutlu olmanız dileğiyle…

[email protected]

               

Editör: SELÇUK ÖÇAL